Röportaj: Reşit ÖZET


Fotoğraflar: Mertcan DEMİRDÖĞEN



- Esra Hanım, Eurosport Türkçe Prodüksiyon, ardından Nickelodeon Türkiye hemen akabinde Sci-Tech bilim teknoloji kanalı ve MTV Türkiye'yi kurdunuz. Bu aralar neler yapıyorsunuz?




Eurosport distribusyon ve Eurosport Türkçe Produksiyon tam gaz devam ediyor. Eurosport Türkçe kanalı çok prestijli ve hatta bir referans kanalı haline geldi diyebilirim. MTV Türkiye ve Nickelodeon Türkiye'yi kurduktan sonra pek çok ödüller aldım ve ekip olarak da çok başarılı işlere imza attık. Sonrasında Viacom grubu ile bizi memnun eden hukuki bir sulh anlaşması yaptıktan sonra MTV ve Nickelodeon kanalları ile yollarımızı ayırdık. O arada Türkiye'nin ilk bilim teknoloji kanalı Sci Tech'i kurdum. MTV ile yollarımı ayırdıktan sonra ise çocuk ve gençlik kanalı segmentindeki tecrübemle Kidz cocuk kanalını kurdum. Kidz'in içinde her gün münhasır bol ödüllü BBC çocuk programları blokları oluşturdum. Hem çizgi diziler ve hem de live action dizilerin yer aldığı kanal kısa sürede çok başarılı oldu. Büyüyerek yayınına devam ediyor. Ayrıca, hybird bir eğlence kanalı olan BBC HD'yi Türkiye'ye getirdim. Bunun yanında temsilcilik işlerim de devam ediyor. BBC Ent, BBCKNowledge, RTL, Vox etc gibi.




- İş hayatınızda ağabeyiniz Fatih Bey ile birlikte ortak olmanın avantajları neler?




Abim Fatih ile iş bölümümüz çok net. Kendisi Sinema-TV kanalarımızı ve film işlerimizi yönetiyor. Bende yukarıda bahsettiğim kendi işlerimi ve kanallarımı yönetiyorum. O yüzden de birbirimizin işlerine hemen hemen hiç karışmıyoruz diyebilirim. Çünkü her yiğidin yoğurt yiyişi ayrı derler ya benimde abimle iş yapış tarzlarımız da karakter yapılarımız da çok ayrı . O yüzden de bu şekilde birbirinden ayrı bir işleyişimiz var.






- Geçtiğimiz haftalarda “Geleceğin Mucitleri” adlı bilim yarışmasında Demet Sabancı Çetindoğan ve Didem Çapa ile birlikte bir proje gerçekleştirdiniz hatta jüri üyeliği yaptınız. Bu fikir nasıl doğdu? Nasıl bir deneyimdi?




Geleceğin Mucitleri yarışması Türkiye genelinde büyük bir yarışma. Benim Türkiye'deki genç mucitlere destek verme fikrim vardı özellikle de çocuk kanalım Kidz ve bilim teknoloji kanalım Sci-Tech vesilesiyle. Böyle bir proje üzerinde ekibimle çalışırken, sevgili arkadaşlarım Demet Sabancı Çetindoğan ve Didem Çapa'nın Yaratıcı Çocuklar Dernekleri ile beraber benimkine benzer Geleceğin Mucitleri diye bir proje yapmak istediklerini söylediler. Biz de hemen güçlerimizi birleştirdik, güzel bir sinerji oluşturduk. Bu senenin özellikle innovasyon senesi olmasıyla da dev bir proje ortaya çıktı. Samsung da sağolsun ana sponsor olarak bizi destekledi. Geçtiğimiz aylarda projemize onlarca okul ve genç katıldı ve çok güzel icatlar ve projeler işin ehli değerli kişilerden oluşan jürimize sunuldu. Tüm kanallarımızdan hem tanıtım hem TV prodüksiyon hem de ekranda yayınlama desteği verdim. Sevgili Didem Çapa da tüm projeyi en iyi şekilde yönetiyor. Genç mucitlerimizin, değişik şehirlerde çektiğimiz projeleri Kidz kanalımızda yayınlanıyor. Yakında dailymotion da halk oylaması başlıyacak ardından da birinciler belli olucak. Hem para ödülümüz hem de gençlerimizin icatlarını gerçekleştirebilmeleri için sponsorlara yönlendirme sözümüz var.




- Önümüzdeki günlerde bu tür benzeri bir fikir ve proje var mı?




Sürekli yeni bir şeyler üretmeye ve bu şekilde var olmaya inanıyorum. Ölü zamanları sevmiyorum. O yüzden her zaman yeni projelerim var, ancak henüz yeterli olgunluğa gelmediler, gelince anlatırım.




- Esra Oflaz Güvenkaya'nın bir günü nasıl geçer?




Sabah saat en geç 7.00'de uyanırım. Kahvaltı, kızım ve eşimle vakit geçirme, gazeteleri okuma sonrasında kızımı okuluna yolcu ederim. Haftada 4 sabah spor hacamla pilates veya ağırlık çalışırım . Ardından ruhumu besleyecek birkaç sayfa da olsa bir şeyler okuyup, güne felsefe katıp, şükür dularımı edip saat 10.00'da işimde olurum. İşte süper disiplinliyimdir ve önceliklerimi bilirim. Yapmam gereken işleri bitirmeden asla işten ayrılmam. Geçtiğimiz yıllarda işlerimi ekibime delege etmeyi de öğrendim böylece öğlen yemeklerine çıkabilir oldum. İş hayatım yoğun ancak çalışmayı ve üretmeyi çok sevdiğimden büyük bir mutlulukla işlerimi yaparım. En geç saat 18.00 gibi evde olurum. Kızımla yatmadan vakit geçiririm. Ailece yemeğimizi erken yeriz. Dışarı çıkacaksak, kızım uyuduktan sonra çıkarız genelde. Mutlaka eşimle sohbet eder, günü değerlendiririz. Herkes uyuduktan sonra, kitap okumayı, internette dolaşmayı ya da iyi bir film seyretmeyi severim. Yatmadan önce de şifa çalışması yaparım.




- Sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor musunuz?




Sevgili Demet Sabancı Çetindoğan'ın yönetim kurulu başkanı olduğu, yukarıda bahsettiğim, Yaratıcı Çocuklar Derneği haricinde sevgili Rahmi Koç'un Onursal başkanı ve Sevgili Tezcan Yaramancı'nın yönetim kurulu başkanı olduğu Turmepa/Deniz Temiz Derneği'ni destekliyorum son üç senedir. Gerçekten muazzam başarılı ve faydalı işler yapıyorlar ve ben de derneğe hem medya mecralarımızla destek vermekten hem de sponsorluk da yapmaktan memnuniyet duyuyorum. Ayrıca sosyal komitelerindeyim.




- Eşiniz Ziya Bey ile nasıl tanışma hikâyenizi anlatır mısınız?




Eşim benimle tanışmadan 5 sene evvel bir dergide röportajıma rastlamış. Okuduktan sonra çok etkilenmiş. Annesine “Anne bak bu kızla evlenmek isterim bir gün' diye beni göstermiş. Annesi de “Ama oğlum tanımıyosun ki, nasıl olucak bu iş?'' diye sorunca “Olsun anne tanışırız elbet'' demiş. Gerçekten de ortak arkadaşları araya koyup 5 sene sonra benimle tanıştı. Tanıştıktan ve harika bir flörtten sonra tam 1 sene içinde evlendik.




- Yoğun iş temponuza anne olduktan sonra biraz ara verdiniz sanırım? O süreci anlatır mısınız?




Ben akşam saat 8.00'de işten çıkıp ertesi gün sezeryanla doğurdum. Yani hamileliğimin son gününe kadar muazzam yoğun bir iş hayatım oldu. Doğurduktan sonra da 3 ay hiç evden çıkmadım. Sadece yönetim kurulu toplantılarını her hafta evimde kızımı beşiğinde sallarken yaptım. O üç ay bebeğimle bitişik yaşadım diyebilirim. 3 ay sonra işe ofisime döndüm , ancak emzirmeye 9 ay boyunca devam ettim. Yani uzun bir ara vermedim. Ancak şimdiye aklım olsa ne hamileliğimin son gününe kadar çalışırdım, ne de sadece 3 ay ara verirdim. Hem hamileliğimi hem de lohusalığımı daha relaks daha rahat geçirirdim.






- Eşiniz Ziya Bey'in kızı ile ilişkisi nasıl?




Kızım şu an 6 yaşında. Ve gün geçtikçe babasına daha da düşkün oldu. Eşimin çok yumuşak ve sevecen bir mizacı var. Bununla da ilintili olsa gerek harika bir ilişkileri var. Birbirlerine tapıyorlar. Hatta kızım bana babası için “Anne o benim özelim lütfen üzecek hiç bir şey yapma'' diyor. Beraber yaptıkları rutinleri var, mesela markete gidip alışveriş yapmak, tv seyretmek, internette oyun oynamak gibi. Kimseyle paylaşmak istemiyorlar. Sadece eşim işi nedeniyle sık sık seyahat ettiğinden, kızım babasını özlüyor yanında olamadığı zamanlarda.




- Esra Hanım kendi giyim tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Marka tutkunuz var mı?Pazarda gördüğünüz çok beğendiğiniz bir ürünü alır mıydınız?




Kendime yakıştırdığım, vücüt yapıma ve sitilime uygun kıyafetleri giymeyi seviyorum. Sanırım bir tarzım var. İş kadınıyım ama medyacıyım o yüzden tarzımda daha özgür olabildim her zaman. Elbise ve tulum giymeyi çok severim. Marka tutkum yok. Hatta giydiklerimin markasını bile hatırlamam çoğu zaman. Ancak sevdiğim modacılar var. Alışveriş için ayıracak fazla vaktim de yok maalesef. O yüzden genelde sezon başlarında özellikle İtalya'dan toplu alışveriş yaparım. Türkiye'de de sevdiğim modacılar var bazen de onlara diktiriyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse pazara hiç gitmedim. Hem çok yoğunum, hem de kalabalığı ve karmaşayı sevmem.




- Türkiye'de ve dünyada en beğendiğiniz tasarımcılar kimler?




Değişiyor açıkçası. Bu aralar Antonio Bennardi, Roland Mouret, Bottega Veneta'yı seviyorum. Hakan Yıldırım ve Begüm Salihoglu'nu da beğeniyorum.




- Hayatta neleri affetmetsiniz? Olmazsa olmazlarınız var mıdır?




İkiyüzlülüğü ve kötü niyeti affetmekte çok zorlanıyorum. Çünkü iyi niyet, temiz yürek olmazsa olmazım. Ancak son zamanlarda her şeyi affetmeye meyil ettim. İnsanları yargılamak bana düşmez inancına geldim. Sadece uzak durmaya çalışıyorum. Bir de samimiyetsizlik ve yüzeysellik benim ruhumu sıkıyor. Bu tarz ortamlardan hızla kaçmak istiyorum.




- Sık seyahat eder misiniz? Neler yapmak sizi dinlendirir?




Seyahat etmeyi çok seviyorum. Allah'tan eşim de seviyor böylece ailece de seyahat ediyoruz. Değişik ülke keşiflerimiz de var. Rutin sevip gittiğimiz ülkelerimiz de var. Ben kitap okumayı çok seviyorum hatta hayatımın bir parçası diyebilirim. Hayata derinlik samimiyet katıyor. Kitap okuyan iki insanın, empati yapabildiğini ve hızlıca bir yakınlık kurabildiklerini gözlemliyorum ya da bende böyle oluyor. Onun dışında deniz beni dinlendirir. Birde spor ve sonrası streching yapmak da bana çok iyi gelir.





İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR