Rallici Metin Kap ile Candan Kıramer'in kızı Alara Kap, 23 yaşında... San Francisco'da film tasarım bölümünü bu sene bitiren Kap, üç sene önce 'etrangeresinsights' adlı blogunu yazmaya başlamış. İlk başta arkadaşları ve yakın çevresi giyim stilinin güzelliğini fark etmiş ve modaya dair blogunda bir şeyler yazmasını istemişler. Zamanla sitesinin günlük ziyaretçi sayısı 2 bini geçmiş ve en moda bloglar arasında yer almış. Sosyetenin yeni moda ikonu Alara Hanım'ın blog hikayesini dinlemek için siz de söyleşimize kulak misafiri olun...

Röportaj: Aybala ÇALIŞKAN

Fotoğraflar: Gürkan KURT



Alara Kap'ı tanımayanlar için kendisinden dinlesek...




23 yaşındayım üniversiteden yeni mezun oldum. İstanbul'da lise sona kadar Hisar Eğitim Vakfı'na gittim Kemer'de. Üniversitede de ise San Fransisco'da okudum.




Hangi bölümde okudunuz?




Film production (film tasarımı) okudum orada ama modayı sevmem de okulla birlikte başladı. San Fransisco farklı tarzda giyinen insanların olduğu bir yer... Öyle ilgimi çekmeye başladı. Yoksa hiçbir merakım yoktu modaya karşı aslında.






Eğitim için neden San Francisco'yu tercih ettiniz?




Hisar Eğitim Vakfı'nda 12 sene aynı insanlarla okudum. Çok yakın bir arkadaş grubumuz oldu ve birazcık onun dışına çıkarak farklı şeylerle ilgilenmek istedim Çoğu arkadaşım New York, Washington, Los Angeles'a gitti. Ben herkesten uzak bir yere gitmek istedim. Babam Metin Kap, San Francisco'nun çok güzel bir şehir olduğunu söylemişti, onun kararını aldıktan sonra okulu görmeye gittim annemle... Sonrada hiç düşünmeden tamam dedim yani çok hoşuma gitti. Orada yaşayanlar çok sıcak, insanlar birbirlerine teşekkür ediyorlar, günaydın diyorlar çok içten bir şehir çok doğru bir karar vermişim.




Eğitiminizi tamamladınız mı?




Okulum 5 seneydi. Ben biraz fazla ders alarak 4 senede bitirmeye çalıştım. Mezuniyetim oldu ama yazın 2 tane online ders alıyorum.




Moda blogu yazmaya nasıl karar verdiniz?




Blogları önceden incelemiyordum. 3 sene öncesinde yakın bir kız arkadaşım ''Hadi sende bir blog aç'' dedi. ''Peki ama neyin blogunu açıcam'' dedim. Arkadaşım demişti ''Sen güzel giyiniyosun onunla ilgili bir şey yapabilirsin'' demesiyle ben blog yazmaya başladım. 1 sene bloguma giren insan olmadı ailem arkadaşlarım dışında... Ardından Vogue Türkiye'de internette benim blogumda ''Bugün ne giydim?'' köşesi yayınlandı ve insanlar galiba biraz daha öğrenmeye başladı.




Blogunuzun içeriği tamamen moda üzerine mi kurulu?




İçerik olarak tam moda blogu denmez herhalde... Çünkü gittiğin seyahatlerden de fotoğraflar paylaşıyorum. Moda olarak kendi giydiğim kıyafetleri paylaşıyorum ayrıca bana ilham veren tarzları da paylaşıyorum ama yemek de koyuyorum tatilde koyuyorum, çok sevdiğim şarkılar olduğunda şarkıda ekliyorum.




Blogunuzu günde kaç kişi ziyaret ediyor?




Aşşağı yukarı 2.800'den biraz fazla...




Nasıl yorumlar alıyorsunuz?




Arkadaşlarımdan ve ailemden de olumlu yorumlar alıyorum. Olumsuz yorumlar aldığımda oluyor tanımadığım insanlardan. Ama eleştirilmeyi seviyorum, olumsuz yorumları pozitife çevirmeye çalısıyorum.




Modanın hayatınızdaki yeri nedir?




Moda benim için çok keyifli... Açıkcası sabah kalkıyorum içimden ne geliyorsa onu giyiyorum, modayı takip etmeyi çok seviyorum, bilmeyi ve öğrenmeyi çok seviyorum o yüzden biraz hobi benim için...




Kendi modanızı kendiniz yaratıyorsunuz diyebilir miyiz?




Trendleri yakından bilgi olarak takip ediyorum ama aynı zamanda da kendi modamı, trendlerle karışık bir şekilde yaratıyorum.




Her gün değişik kombinlerle bolgunuzda birçok kıyafet paylaşıyorsunuz. Kendi giyim stilinizi nasıl tanımlıyorsunuz ?




Feminenle maskülen karıştırmayı çok seviyorum. Balon elbiselerle bot giymeyi, biraz iki cinsin karışımını seviyorum ama giyilmesi gereken şeyleri giyilmesi gereken yerlere giymeyi sevmiyorum. Mesela bir gece elbisesini gündüz giymeyi seviyorum veya bir gömleği etek olarak giymeyi seviyorum öyle çok beklendik bir şekilde giyinmeyi sevmiyorum.




Marka takıntınız var mı?




Hiç öyle bir şeyim yok! Zara ve H&M'den çok alışveriş yapıyorum.



Cemiyet hayatından kimlerin giyim tarzını beğeniyorsunuz?




Benim için bir numara abimin eşi Ezgi Kıramer... Ezgi'nin stilini ben başka kimsede görmedim. Çok klasik ama aynı zamanda da çok modern giyinen biri. Ezgi'nin dışında da Ayşe Boyner'i çok beğeniyorum, Türkiye'de aslında çok beklenilmeyen şeyler giydiğini düşünüyorum.




Anneniz Candan Kıramer'de blog yazarı. Onun blogunu nasıl buluyorsunuz?




Annemin blogu çok çok hoşuma gidiyor. Annem, moda, seyahat, yemek yaptıkları muhteşem davet fotoğraflarını da koyuyor. Çok içten gelerek yaptığı için benim çok hoşuma gidiyor her akşam kesinlikle blog yazması gerektiğini kendi kendine bir iş edinmiş vaziyette.




Sosyal sorumluluk adına projelere destek vermeye başladınız. TOG için tişört tasarlamanız nasıl oldu?




Bu tip projeler, herkesin yapması gereken şeyler ve ben bunu bir vazife olarak görüyorum. TOG'da bir tanıdığım sayesinde duyduğum bir şeydi. San Francisco'daydım o yüzden tişörtlerin bana gelmesi, benim geri göndermem biraz uzun sürdü ama çok severek yaptım. Bizden aklımıza ne gelirse yapmamızı istediler tişörtlerin üzerine. Boncukları işlemeyi öğrenmiştim okulda onu yapmaya karar verdi.mç. 4 tane farklı tişört tasarladım. Çok da iyi bir satış olmuş, iyi para kazanılmış.




''Okulum bitti'' dediniz... Şimdi ne yapmayı planlıyorsunuz?




Birazcık rüzgarın esintisine bırakmış durumdayım kendimi, tabii ki bir iki yerde staj yapacağım. Ondan sonrası bakalım hayat ne getiriyor? (gülüyor)






Anne kız ilişkinizden bahsetsek biraz...




Annemle ilişkimiz çok iyi... (Tahtaya vuruyor) Hele bir de ben üniversiteye gittiğimden beri birazcık uzaklaştıgımız için birbirimize daha çok bağlandık diyebilirim.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR