Cengiz Abazoğlu, cemieyet hayatının en gözde modacılarının başında gelir.Ülkemizi yurtdışında temsil eden modacılarımızdan Cengiz Abazoğlu, şu sılaralar dünyada sınırlı sayıda moda tasarımcısının katılacağı Paris’te gerçekleşecek olan “Haute Couture Moda Haftası'nın'' heyecanını ve bilinmeyenlerini HT Kulüp Yazı İşleri Müdürümüz Reşit Özet’e anlattı. İşte Cengiz Abazoğlu’nun bilinmeyenleri…




Röportaj: Reşit ÖZET








Cengiz Bey ülkemizde olduğu gibi yurt dışında da bizi en iyi şekilde temsil ediyorsunuz. Bu başarılı serüvenin ne zaman ve nasıl start aldığını anlatır mısınız?

Çok teşekkür ederim. Aslında bunların temeli İTKİBle yaklaşık 15 yıl önce başladı. Güney Afrika Johannesburg, İsrail, Almanya ve daha çeşitli ülkelerde defileler yaparak ülkemizin moda konusunda geldiği noktayı gösterdik. Bireysel olarak ise 2009 yılında Paris Haute Couture haftasına katılmamla bu konuda daha spesifik adımlar atmaya başladık.




Şu sıralar Paris'teki defileniz için hazırlık yapıyorsunuz? Bu defilede neler ön plana çıkacak?

Her zamanki gibi yine sancılı bir dönem. Haute Couture Moda Haftası, dünyada öne çıkan sınırlı sayıda moda tasarımcısının yer aldığı ve defilelerini gerçekten bir showa dönüştürdüğü dünyadaki tek moda haftası. Kendi koleksiyonumda özellikle mekan seçimimle de bir kontrast yaratmayı düşündüm. Defilemi bu sefer “underground bir mekanda gerçekleştireceğim. Koleksiyon sunum ve tasarım anlamında da bir show sergileyeceğim. 20 modelin görev alacağı manken kadrosuyla 30 parçalık bir koleksiyon sunulacak”.



Son dönemlerdeki Fashion Week haftalarını nasıl buluyorsunuz? Geçmişle kıyaslarsak arasında ne gibi farklar var?

Ülkemizde İFW olarak başlayan moda haftasına ben de AdL markasına koleksiyon tasarlayarak haftaya destek veriyorum. Teknik donanım anlamında uluslararası standartlarda yapılan bu organizasyon her geçen gün çıtasını yükseltiyor.




Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin en çok tercih ettiği modacılarımızın başında geliyorsunuz. Sizce Türk kadını nasıl giyiniyor?




Tasarımcılığa başladığım günden bu güne kadar Türk ekonomisine yön veren ailelerden, sanat ve müzik dünyasının duayenlerine kadar atölyemden hizmet almamış olanların sayısı gerçekten azdır.Türk kadını, dünya coğrafyasında zerafeti ve şıklığıyla ilk sıralarda alıyor. Kendi vücut yapısına tanıyan, ne istediğini bilen ve yerine göre giyinen şık kadınlarımız artık çoğunlukta.




Yurtdışındaki defilelerde de yer alıyorsunuz. Yurtdışındaki defilerle, ülkemizde yapılanlar arasındaki farklılıklar neler?




Teknik donanım olarak hiçbir fark yok diyebilirim. Zamanla gelişeceğini düşündüğüm tek bir eksiği var o da alıcıların ve uluslararası basının defileleri takip edenler arasında ön sıralarda yer almaları. Ama dediğim gibi bu zaman alacak bir süreç. Sabır ve devamlılıkla bu noktaya gelineceğine eminim.






Kendi stilinize yakın bulduğunuz ve beğendiğiniz Türk ya da yabancı tasarımcılar kimler?

Şunun altını çizerek söyleyeyim, ülkemde moda konusunda çalışan, emek harcayan bütün tasarımcı arkadaşlarımı beğenerek izliyorum. Yurtdışında ise her sezon beğenilerim değişiyor.

Tasarımlarınızda genelde nelerden ilham alıyorsunuz?

Her sezon değişiyor. 2012 hazır giyim koleksiyonumda 1940 lı yıllar ilham kaynağım oldu. 2012 Haute Couture Yaz koleksiyonumda ise ilham kaynağım dünyada ?moda haftası? olgusunun temellerini atan Charles Worth. 1858 yılındaki kadınları 2012'ye taşıdım.




2011-2012 koleksiyonunuzdan bahseder misiniz? Bu sezonun moda renkleri neler?




Koleksiyonumda yarı değerli taşlar, kristaller, neo-gothic formlu işlemeler, rafine ve çarpıcı net bir görüntü yaratmaya çalıştım. Dokularda krep, şifon, tafta ve organza öne çıkanlar oldu. Renkler ise soft bejden pudralaşarak siyaha dönen bir skalada.




Sizin defilelerinizde de birçok ünlü isim podyuma çıktı. Sizce koleksiyonlarını en iyi kim taşıyor ve kimlerin taşımasını isterdiniz?




Şu ana kadar hayal ettiğim tüm modellerle çalıştım ve çalışıyorum. Bu konuda kendimi şanslı hissediyorum. Çünkü tüm modellerim tasarımlarıma hayat veriyorlar. Her bir tasarımın oluşumunda harcanan mesai benim için aynı değerde. Hiç birini birbirinden ayırmam söz konusu olamaz.







İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR