Geçtiğimiz eylül ayında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen Art Beat İstanbul, İstanbullu galerileri ve sanatçıları, uluslararası galeriler ve sanatçılarla buluşturdu. Bu yıl 27 yerli ve yabancı galerinin ve dünyaca ünlü sanatçıların katılımıyla gerçekleşen Art Beat önümüzdeki dönemde, İstanbullu galeriler ile uluslararası güncel sanat etkinliklerine katılacak ve uluslararası organizasyonlarla işbirliğine girecek. Bu sene 'konuk sanatçı' programıyla Art Beat'e katılan Casa Dell'Arte Oteli de Türk ve yabancı sanatçıların eserlerini sanat severlerle buluşturdu. Otel sahibesi Ahu Serter'le, Art Beat'e özel bir söyleşi gerçekleştirdik.

Röportaj: Hakan YAĞCI






Art Beat ile ilgili neler söyleyeceksiniz?




Art Beat İstanbul'a kazandırılan üçüncü sanat fuarı oldu. Bienalle aynı zamanda olduğu için çok da ilgi çeken bir fuar oldu. Bizde Casa Dell'Arte olarak 'Konuk Sanatçı' programı olarak katılıyoruz. Bu sene üç tane Bodrum'da sergi yaptık. 6 sanatçı 1 küratörden oluşan ekibimiz, altı hafta gelip çalıştı, çalıştıkları eserlerle sergi açtılar. O sergilerden seçtiğimiz eserleri, gençleri sanat camiasına ve koleksiyonerlere tanıtmak için bizde bu fuarda yerimizi aldık. 35 yaş altı Türk, Lübnan, İran, Portekiz birçok sanatçıyla fuara katıldık.




ArtBeat'teki sanatçılardan ve eserlerinden bahseder misiniz?




Canan Ustaoğlu'nun bir eseri, Amerika'da uzun seneler yaşadıktan sonra Türkiye'ye gelen ve bizim gözümüze çarpan bir sanatçı. Farklı farklı sanatçılar bir araya geldiği zaman Bodrum'un havasıyla daha güzel eserler ortaya çıkıyor.




Bahadır Yıldız ise gelecek vaad eden bir sanatçı. Konuk sanatçı programının bir yararı da pek çok galeriye ait olan sanatçılarla çalışma imkanı bulabiliyoruz. Çünkü amacımız biribirinden değerli sanatçıları bir araya getirerek onların birlikte bir iş çıkarmalarını sağlamak.




Barış Göktürk de New York'ta yaşayan bir Türk sanatçısı. Uzun süredir orada yaşıyor, ben Barış'la New York'ta tanıştım ve çok sevdim. Azimli ve sanat camiasında bir yere gelmek isteyen bir sanatçı. Türkiye'de de çok tanınan bir sanatçıdır. Casa Dell'Arte konuk programına davet ettim. O da aslında Bodrum'daki mekanımızın görsellerinden yola çıkarak, bir Amerikalı turist Bodrum'a gelirken neler bekliyor? Geldikten sonra da ne buluyor? Bunun üzerinden çalışarak bu sergiyi yarattı.






Geçtiğimiz yıl İstanbul, Avrupa kültür başkentliğine ev sahipliği yaptı. Bunun katkıları nasıl oldu?




İstanbul dünya sanat haritasının merkezine oturdu. 3-4 senedir büyük gelişmeler yaşıyoruz. Avrupa Kültür başkenti olmak İstanbul'un adının çok geçmesine neden oldu. Ben inanıyorum ki bienal bu konuda çok öncü. Dünyanın her yerinden herkes bianele geliyor. Artbeat'in özelliği 25 tane çok seçkin galeriyi bir araya getirmek. Çok fazla galeri almadılar zaten. Hem yerli hem yabancı iyi galeriler var. Böyle fuarların artması, Türkiye'de sanatın geliştiğinin göstergesi.






Yurtdışı seyahatlerinizdeki gözlemlerinize dayanarak; Türk sanatçıları hakkında neler düşünüyorlar?




Türk sanatçıları ve Türk koleksiyonerleri eskiden hiç tanınmıyorlardı. En son İsviçre'de bir fuara gittiğimde pek çok galerinin Türk sanatçıların işlerini sergilemeye başladığını gördüm ve gururla seyrettim. Bundan beş sene öncesi kimse Türkiye ile ilgilenmiyordu. Bunun yanı sıra sadece sanatçılar değil koleksiyonerler de çok revaçta. Bence Avrupa'nın yeni Çinlileri Türkler. Bir ülkenin gelişimi ekonomik ve siyasi yönde olmamalı, sanatsal olarakta beslendiği zaman çok faydalı oluyor.







İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR