Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, ilk kez HT KULÜP Yazı İşleri Müdürümüz Reşit Özet'e konuştu. Akbank Caz Festivali'nden sosyal sorumluluk projeleri ve merhum amcası Sakıp Sabancı'ya kadar birçok özel konuyu anlatan Suzan Hanım, girişimci gençlere de çok özel tüyolar verdi. İşte Suzan Sabancı Dinçer'in bilinmeyenleri...




Röportaj: Reşit ÖZET


Fotoğraflar: Gürkan KURT






Akbank Caz Festivali bu yıl 21. yılını kutluyor. Bu yıl caz severleri ne gibi yenilikler bekliyor?




Bu sene bizim için en önemli etkinlik, cazı İstanbul dışında dokuz farklı ilimize taşıyor olmamız. Ankara, Adana, Van, Erzurum, Kayseri, Eskişehir gibi diğer şehirlere cazı taşıyacağız. Geçen sene bu fikrin temellerinin atılmasına rağmen bu sene daha da derinleştireceğiz. Galatasaray Üniversitesi'nden ODTÜ'ye, Boğaziçi Üniversitesi'nden, Anadolu Üniversitesi'ne giderek cazı kampüse taşıyacağız. Bu hem benim için hem de Akbanklı arkadaşlar için bu senenin en önemli karakteristliği. Biz Akbank olarak hem yaptığımız kültürel faaliyetleri sadece İstanbul'da değil tüm illere taşımak istiyoruz. Caz festivalinin 21. senesini kutluyoruz. Bin altı yüze yakın sanatçı, beş yüze yakın konser verildi. Bu vesileyle emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür etmek istiyorum.




Akbank olarak senelerdir kültür sanat alanında oldukça aktifsiniz. Bu alandaki diğer projelerinizden bahseder misiniz?




Sosyal sorumluluk projelerinin amiral gemisi Akbank Sanat'tır. 1993 yılında kuruldu, çağdaş sanatta öncü olmuştur. Konserler, tiyatrolar, sergiler ana faaliyetleridir. Akbank olarak yaptığımız çalışmalara baktığımız da tiyatro en önemli ayağımızdır. Akbank Çocuk Tiyatrosu, Karagöz Kukla Tiyatroları aşşağı yukarı 38 senedir faaliyetteler. Akbank Caz konser alanında en önemli faaliyetimiz, 21 senedir devam etmekte... Akbank Sanat'ın diğer faaliyeti ise sergiler ve Dans Atölyesi... İstanbul Contemporary Art Fuarı'nın dört senedir ana sponsoruyuz. İstanbul Film Festivali'nin yedi senedir ana sponsoruyuz. Akbank Sanat'la birlikte Sakıp Sabancı Müzesi'nde muhtelif sergilerin ana sponsoruyuz. Roden ve Dali Sergileri'nin ana sponsoruyduk. Akbank dokuz yüzü aşkın şubesi, 15 bin çalışanı ve 6 milyona yakın müşterisi olan Türkiye'ye mal olmuş bir kuruluş...




Kültür ve sanatın dışında ikinci önemsediğimiz konu, üniversite öğrencileriyle üst yönetimin bir araya gelmesi. Düşünce Kulübü'müz üç senedir faaliyette. Yaklaşık 70 kişilik üyemiz var. Düşünce Kulübün'de de muhtelif üniversitelerde öğrenciler bir araya gelmekte kendi geleceklerini ilgilendiren temalar hakkında Akbank'ın lider takımı hakkında çalışmalar yapmaktayız. Her sene başarılı proje çıkaran bir grubu, Akbank Harvard'a yaz okuluna gönderiyor.




Bir diğer sosyal sorumluluktaki çalışmamız, girişimcilik... Türkiye genç bir ülke ortalama yaş 29... Bu vesileyle girişimcilik üzerine çeşitli faaliyetlerimiz var. Etkin Girişimcilik Derneği'nin ana kurucusu ve sponsoruyuz. Yedi kurucusundan bir taneyiz. Kadın Girişimcileri Derneği'nin de 'Biz' diye bir merkezi vardır. Bu Biz'in kurucusu ve ana sponsoruyuz. Burada amacımız girişimci kadınların bir araya gelmesi hem aralarında iletişim ağı kurabilmeleri hem de muhtelif alanlarda eğitim görebilmeleri. Bu alanların dışında çevre konusunda sürdürebilirllik açısından önem veriyoruz. Şirketlerin karbon salınımlarını ölçmek amacıyla Carbon Disclosure Project'i geliştirdik. Bir nevi şirketlerde bu konuyla ilgili bir duyarlılık söz konusu. Şirketlerin daha az karbon salınımı destekleyen ana kurumlardan biri.




Bu faaliyetlerimiz dışında Akbank'ın 15 bin çalışanının gönüllü çalışmaları var. Türkiye genelindeki kitap ihtiyacını gideriyoruz. Kitap toplama kampanyasıyla ihtiyacı olan yerlere toplanan kitapların verilmesi... Gönüllü çalışanlar zamanları el verdikçe, görme engelli kişilere, kitap okuyor. Ayrıca bu sene maraton koşulacak. Bu maratondan elde edilecek gelir, sivil toplum kuruluşlarına bağışlanacak.






Yurtdışında aktif olarak hangi platformlarda faaliyet gösteriyorsunuz?




İş dünyasının bir temsilcisi olarak kendi ülkenizde iş odaklı olmanız yeterli olmuyor. Kendi mesleğimden ötürü bazı bankalarda görevim var. Citi Group, Bank Of Kuwait gibi uluslararası finans kuruluşunda yönetim kurulu üyesiyim. Buralarda ülkemizi temsil ediyorum. İngiltere'de kraliyetin sahip çıktığı uluslararası dış politikalar, piyasalar üzerine kurulmuş bir enstitü var. Chatham House'un, Dış Politikalar Merkezi'nin uluslararası danışma kurulu üyesiyim. Hem ülkemizi temsil ediyorum, hem de bu kurumun dış politikalarla ilgili görüşlerinde mümkün olduğu kadar Türkiye'nin hem bölgedeki hem kendi içindeki dış politikasıyla ehemmiyetini iyi temsil etmeye çalışıyorum. Bu sene kasım ayında Chatham House ülkemize gelecek. İki sene evvel de gelmişti. Türkiye'de de ise en çok vaktimi harcadığım konu, Türk – İngiliz İş Konseyi Başkanı'yım. İngiltere ve Türkiye ile ilgili ekonomik iş birlikleri açısından faaliyet gösteren bir kuruluştur. Ayrıca Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesiyim. Burada da üniversite faaliyetlerine destek veriyorum.




Eskiye dönüp baktığımızda Akbank 1948 yılının Ocak ayında, Adana'da tek bir şube olarak başladı. Akbank'ı geçmişten günümüze göre değerlendirdiğinizde neler söylemek istersiniz?




Sizin de söylediğiniz gibi Akbank 1948'te kurulmuş yerel bir bankadan şimdi Türkiye çapına yayılmış bir banka haline gelmiştir. Bizim bir numaralı görevimiz, ekonomik sürdürebilir bir değer yaratmak, ülke ekonomimize katkımız olsun. İkinci en önemli görevimiz, bugünkü kültür sanat ve hazinelerimizi bir sonraki nesillere devredebilmek için sosyal sorumluluk faaliyetlerini sürdürülebilir çalışmalar yapabilmek. Bugüne kadar her iki yönde de çalışanlarımızın özverisi ve müşterilerimizin bize güvenmesiyle başarılı olmuştur. Bundan sonraki dönemde de aynı başarıyı sürdüreceğimizi umut ediyorum.






Başarılı bir iş kadını olarak, girişimci gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?




Bir numaralı dikkat edilmesi gereken konu eğitim. Eğitime önem vermek gerekiyor. Giden zaman geri gelmiyor, eğitim dönemini iyi değerlendirmek gerekir. İkinci en önemli konu disiplin. İş hayatı disiplin ve özveri gerektirir. Üçüncü de hata yapmaktan korkmamak lazım. Hata yapacağım diye kişi kendini zorlarsa herhangi bir şeyi yapmaktan çekineceği için hiçbir şey yapamaz. Önemli olan hata yaptığınızda düştüğünüz zaman kalkabilmeyi bilebilmek. Girişimcilerin korkmaması gerektiğini, her liderin hata yapabileceğini bilmeleri gerekir. Dördünce konu ise hayatta öğrenmenin sonu yok. ''Ben her şeyi biliyorum'' demek çok yanlış. Herkesten acaba ne öğrenebilirim, kendime ne katabilirim diye düşünmek lazım. Beşincisi ise zamanlama. İyi zamanlama... Sosyal hayatınızla iş hayatınızı iyi dengelemeniz gerekiyor. Ben bu beş konunun altını çizerdim.






Amcanız merhum Sakıp Sabancı'nın hangi yönlerini örnek alıyorsunuz?




Sakıp Amcam'ın benim için en önemli özelliği insancıl olması. İnsanları çok sevmesiydi. İnsan ayırımı yapmazdı. Yaş, seviye, bilgi hiç fark etmezdi... İkincisi, ne kadar tecrübeniz az olursa olsun, kendisinden farklı bir pozisyonda olsanız da size hep değer verirdi. Dinlemeyi bilen, insanları teşvik eden, çok iyi moral veren ve yapıcı bir insandı. Hiçbir şeye olmaz diye bakmaz, neden olmasın diye bakardı. İnsanlara değer vermesi, teşvik edici olması, moral veriyor olması, dinleyici olması, sadece ailenin değil tüm Türkiye'nin gönlünü kazanmış bir lider. Onun karakteristik özelliklerinden bir kısmını taşıyor olabiliyorsak ne mutlu bize...

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR